Bu kitabı hiç kimsenin okumaması gerektiğine inanıyorum. Kitap kadın haklarını hiçe saymakta ve bu kitabı okuyup ciddiye alanları kötü anlamda etkilemektedir. Lütfen kitabı ne olursa olsun okumayın ve çevrenizdekilerin de okumasına engel olun. Kitap, zaten kadın hakları hakkında bilinçsiz olan halkımızın böyle saçmalıkları normalmiş gibi görmesine sebep oluyor.
Kitaba 'ergen kitabı', '11-13' yaşında olsam beğenirdim demeyeceğim çünkü ben bir ergenim, 14 yaşındayım ve bu kitaptan tümüyle iğreniyorum.
Sürekli 'okumadan yargılama' tepkisine maruz kaldığım için kitabı okudum ama şaka amaçlı bile olsa okumanızı önermiyorum. Kanser ediyor. Deli ediyor. ÇILDIRTIYOR.
1- Melehan?
Çok önemli bir nokta değil ama kitabın Türkiye'de ama hayali bir şehirde geçmesi fikri beni iğrite ediyor
2- Sürekli 'biyolojik gereksiz' tamlamasının geçmesi
İki sayfa öncesinde kesinlikle olgun olduğunu iddia ediyordu................
3- İmla hataları
Virgülün kullanımı neredeyse hepsinde yanlış, sürekli cümlenin yanlış ögesi vurgulanmış
4- "Bu tarz şeyler sadece filmlerde/kitaplarda olur"
Zaten bir kitaptayız.
5- "Bir sürü erkek yanını işaret etti ama ilk günden sürtük damgası yemek istemediğim için uzak durdum"
Aynı sırada iki farklı cinsiyette insanın oturması tarafları 'sürtük' yapmaz....
NOT: Bu alıntıyı tamamıyla noktası virgülüne dek yazmadığım ve sayfa belirtmediğim için caps lock açarak bana çok tatlı ithamlarda bulunan birkaç arkadaş için kitabı acılar içinde tekrar açtım ve düzeltiyorum. "Birkaç çocuk sırıtarak yanını gösteriyordu. Bu komik olsa da, ilk günden sürtük damgası yemek istemiyordum." (sf. 31)
6- 'Benim kötü çocuğum'
*no caption needed*
7- "Beni ayaküstü becermek ister gibi bir bakışları vardı." (sf. 64)
Becermek gibi olağanüstü kibar bir kelime cümleye tam oturmuş.
8- (sf. 66) "Meriç'in kızları, ha? Oldukça havalı ve gurur kırıcı."
En azından gurur kırıcı kısmını fark ettiği için mutluyum
9- (sf. 67) "Direnişime karşı diğer masalardan "Yürü be, kızım!", "Hatun çok ateşli Meriç!", "Bizim masaya da uğra!" gibi sesler yükseldi.
Şey, bence açıklamama gerek yok....
10- (sf. 69) "Benim yanımdaki her kız, benim kızımdır. Şimdi o bir masa dolusu piçe söyle, gelip seni toparlasınlar."
Hey, az önce(sf. 67) Kayla kesinlikle senin kızın olmadığını söylemişti
11- "Buraya sık mı gelirsin?" diye sorduğumda "Rahatsız mı oldun?" dedi. Tabi ki rahatsız olmuştum. Üzerimdeki bakışlar, beni mal gibi gören serseriler....(sf. 70)
Sayfa 69'da 'mal gibi' görülmekten rahatsız değil gibiydin? "Evet, yine o konuşmamıza geri dönmüştük anlaşılan. Oysa biraz önce... Benim kızım gibi bir şey söylemişti, değil mi?"
12- Başkasından duyunca fark ettim ki, oldukça uzun ve bir erkeğe göre karışık bir cümleydi. Yani erkekler genelde kısa cümlelerden anlarlardı, değil mi?(sf. 71)
Sanırım kısa cümlelerin erkeklere ve uzun cümlelerin de kadınlara dağıtıldığı kısmı kaçırdım?
13- "Bir oyuna bulaşmadan önce oyunun kurallarını öğrenseydin, benimle buraya gelirken benim kızım olmayı da kabul ettiğini bilmiş olurdun."
Hanımlar, Meriç'in Kızları Kulübü’ne hoş geldiniz. Meriç'in Kızları Kulübü’nün ilk kuralı, tam anlamıyla gurursuz olmak ve kendine 'mal' yakıştırmasını yaptığını bile bile Meriç'e yanaşmaktır. İkinci kural, TAM ANLAMIYLA GURURSUZ OLMAK VE KENDİNE MAL YAKIŞTIRMASINI YAPTIĞINI BİLE BİLE MERİÇ'E YANAŞMAKTIR. Üçüncü kural, eğer özgür bir kadın olduğunuza veya azad edilmek istediğinize karar verirseniz(muhtemelen bunu akıl edecek kadar beyniniz yoktur), pas diye bağırır, sakatlanır ya da bayılırsanız oyun biter.
14- (sf. 94) ..."Ne işin var burada Meriç'in kızı?" dedi.
Hmm... Sanırım orta yaşlı, yırtık pantolonlu, kirden sakalı sertleşmiş birinin sözünden etkilenmem çok zavallıcaydı ama onun ağzından duymak iyi gelmişti. Sanki. Biraz. Ufacık.
Kayla çoklu kişilik bölünmesi yaşıyor ya da şu an konuşan onu rezil etmeyi seven, kötü kalpli, ileri derecede aptal ikizi. (bkz. sf. 95, "Sahibin anlatsın." dedikten sonra arkasına yaslandı. Sahibim? Pardon!)
15- Bir Audi Q7'nin önünde durduğumuzda "Yok artık." diye fısıldadım. O yaştaki çocuğa bu arabayı mı almışlardı? Zengin zibidi.
16- Hiç düşünmeden "Benim olacaksın," dedi.
Meriç'in Kızları Kulübü'ne tekrar hoşgeldiniz hanımlar! Güncellemiş ilk kural, bir kere Meriç'in kızı olursanız sonsuza kadar ayrılamazsınız. Güncellenmiş ikinci kural BİR KERE MERİÇ'in KIZI OLURSANIZ SONSUZA KADAR AYRILAMAZSINIZ. Güncellenmiş üçüncü kural, her zamankinden de salak olmanız gerekir!(hadi yine iyisiniz)
17- "Yakışıklı, çekici ve kötü, ha? Şansın dibine vurmuşsun kızım, daha ne istiyorsun?"(sf. 134)
Mutlu bir ilişkinin sırları, yakışıklı, çekici, sigara içen ve kötü olan çocuklardır. Zeka seviyesi, saygı gibi unsurlar zorunluluk teşkil etmemektedir. Eğer bu yakışıklı, çekici, sigara içen kötü çocuk sevgilinizi elde ettiyseniz ve üstüne üstlük size hakaret etmeye bayılıyor ve sürekli seksist yakıştırmalar yapıyorsa rakiplerinizin bir adım daha önüne geçtiniz demektir. TEBRİKLER!
18- "Öyle bir belayı başıma taç ederdim, melek kız."
Diyorum size. IQ seviyesi ayakkabı numarasından büyük olsa yeter, önemli olan belalı olması.
19- (sf. 175) Bu kadarı kesinlikle bana fazlaydı. Hemen uyumalıydım.
Bence de kaçma. Ya da Meriç'ten uzaklaşma. Ya da onunla ilişkini kesme. Ya da ona hesap sorma. Uyusan da olur.
20- "Ve küçük yalancı prensesin sahibiyim, ihtiyar." derken omuzlarımı tutmuştu Meriç.
Çünkü burada bahsedilen bir kadın, bir insan değil, bir cüzdan, bir sokak köpeği. Çünkü burada bahsedilen insanın konuşma yeteneği yok, düşüncelerini kendi ifade edemiyor, ihtiyaçlarını kendi karşılayamıyor. Çünkü burada adı geçen şahıs, bir canlı değil, oyuncak bebek.
21-Okulun internet sitesinde Meriç'in tanıtımı. (sf. 212, 213)
22- Selam, ben Cansu. Süzme bir salak olduğum için en bozuk karakterli insanlardan birine aşığım, o beni takmadıkça, alay ettikçe bundan mazoşist bir zevk duyarak ona daha çok bağlanıyorum.
23- (sf. 228) Yani bundan sonra bir yerlere gidecek miydik? Bir kızla sadece iki kez görülen biri, bana altıncı ya da yedinci buluşmalardan mı bahsediyordu? İçimi dengesiz bir sevinç kaplarken, "Bir kızla en fazla iki kez görüştüğünü okumuştum." dedim.
(Beklenenen cevap) Evet, senin için 733673 kişi dövdüm ve bu 286383. buluşmamız çünkü sana aşığım Kayla.
Evet, biraz daha ezdirsene kendini. Aynen biraz daha. Ha, zaten gururda sıfıra düştüm diyorsun? Olsun, kötü çocuğun seninle.
24- Elimde tuttuğum uzun sarı elbiseye bakarken, bu kadar dikkat çekmek istemediğimi düşünüp geri bıraktım. Sarıların arasından, sırtı tamamen açık olan, göğüs dekolteli mini elbiseyi alıp koluma astım.
Dediğim gibi, abartıdan nefret ederim. Sarı elbiselerin altında duran 2736 santimetre topuklu, payetli ve ince bantlı ayakkabıları alıp ayağıma geçirdim. Makyajdan nefret ederdim, fondöten, allık, aydınlatıcı, bronzer, pudra, maskara, far, kaş boyası, göz kalemi, ince bir eyeliner ve hafif bir rujla tamamlarsam istediğim sade görünüme oluşmuş olurdum.
25- Bu kadar dekolteli bir şeyle, Meriç'in ilgisini şu seksi çalışanlardan kendi üzerime çekebilirdim belki.
Kitaptan tümüyle iğrenmeme ve midemin bulanmasına sebebiyet veren bir cümle olmuş, daha fazla açıklamaya gerek yok.
26- (sf. 235) "Bununla seni yalnızca ben görebilirim."
Hayır, erotik iç çamaşırı falan denemiyor. Sadece bir elbise. Ağzıma safra tadı geliyor.........
27- "Karnım çok acıktı," dediğinde ona bakıp gülümsedim.
"Ben de."
Anlam bozukluğu, Kayla'nın 'benim de' veya Meriç'in 'acıktım/açım' demesi gerekirdi.
28- (sf. 240) "Yiyeceksin," deyip beni sürüklerken, bugün beni hiç öpmediğini fark ettim.
29- (sf. 244) Sarışın permalı saçları olan, kırklarındaki kadına mavi ipek elbisesini hiç yakıştıramamıştım. Bence sokak kadınlarından bir farkı yoktu.
Sokak kadınlarından kastı gerçekten sokakta yaşayan insanlar mı yoksa 'kötü kadın' mı demeye çalışıyor? Hangisi daha beter bilmiyorum. İnsanları kıyafetleri yüzünden yargılamak gibi sığ şeyler yapması da ayrı güzel bir ayrıntı olmuş.
30- (sf. 248) ...Oburik!
Türk Dil Kurumu acılar içinde...
31- (sf. 257, 258)
Meriç başka kızla sevişmesin diye ona sevişmeyi teklif etmek? Çok zekice. Bayıldım. Kayla'nın sorunlara yaklaşım biçimi beni inanılmaz mutlu ediyor.
32- (sf. 281) Gönderen: Meriç
Bir amacın olduğunu biliyordum. Tahminlerimden daha masumane. Tam senden beklenileceği kadar safça.
17 yaşında okuldan defalarca kez kaçıp üç gündür tanıdığı biriyle yaşamak, evden kaçmak, sigara içmek, kendini bir eşya yerine koyup kullandırtmak, üstüne tüm bunları babasından intikam almak için yapmak kesinlikle inanılmaz saf ve masumane.
33- (sf. 289) "Neden bunu yaptın?" dedim. Hâlâ nefes nefese olduğum için sesimden utanmıştım. Yanaklarım kızarırken başımı eğmemeyi başardım.
"Çünkü öyle istedim."
Sorularına hiçbir şekilde cevap vermeyen, seni ciddiye almayan erkekler. ÇOK ÇEKİCİ.
34- (sf. 293) Berkan, ellerimin büyüklüğünden şikayet eder ve sürekli tırnak uzatmamı isterdi. Onun için bu çekicilik demekti ve uzun tırnaklarla çekici gözükmemi istiyordu.
Ben de karaktersizin teki olduğumdan Berkan ne derse yapardım. N'aparsınız, fıtratımda var.
35- (sf. 307, Meriç'in ağzından.) Yanağımdaki parmaklarını oynatmaya başladığında "Bak, bu benim de hoşuma gitti. Yani seninle yapmak. Tekrar yapabiliriz. Ben isterim? Ya sen?" dedim direkt gözlerinin içine masum bakışlar atarak. "Güzel olacak. İnan bana. Hem sen de rahat hissedeceksin. Daha fazla."
İlk sigara fantezisi sahnesinden beri acılar içindeyim zaten, şimdi de ikincisi...
36- (sf. 331) "Sen yalancının tekisin!" diye tısladığımda, yüzümü ellerinin arasına alıp "Ve bu yalancı, düzenbaz, sırlarla dolu olan kaba çocuğun seni öpmesi için çıldırıyorsun," dedi.
Ben de kitabı kenara fırlatıp çığlık atmak için çıldırıyorum ama her istediğimiz olmuyor.
37- (sf. 332) "Bil diye söylüyorum, benim kız arkadaşım beni terk edemez."
Çünkü genel olarak beyni olmayan, sahibe ihtiyaç duyan türden seçiyorum. Genelde beni terk etmeyi akıl edebilecek IQ seviyeleri olmuyor.
38- (sf. 334) O söyleyince şapşal olmak güzel bir şey gibi geliyordu.
*koşarak bıçak bulmaya gider*
39- "Bir şeyler öğrenmeye çalışıp, canımı sıkma. Zamanını bekle. Bugünkü gibi olmasın!"
Buraya kadar her şey şakaydı, birazdan Meriç konfetilerle gelip Kayla'ya sahipsiz köpek gibi davranmasının bir şaka olduğunu açıklayacak değil mi?
40- (her yirmi sayfada bir) "Beni değiştirmeye çalışma Kayla."
41- "Ye şunu Kayla. Cevabım, hayır kullanmıyorum,"
Ay ne kullanması, sadece ilhamım olduğun için seni yanımda tutuyorum, bir de babamdan intikam almak için. Amaçlarım tamamen masum ve saf❤️
42- (sf. 395) Her zamanki Meriç değildi. Onu iyi tanıyordum, çünkü kontrol hep onda olurdu. Şimdi ise acı çektiğini hissediyordum. Öpmek ona acı veriyormuş gibiydi. Dudağının üstünde "Şişşt!" dedikten sonra ipleri elime aldım. Heyecandan kusabilirdim. Dünyadaki en kusursuz erkeği öpme hakkı ona verilmiş sivilceli ve ergen kız gibi hissediyordum.
Meriç dünyanın en kusursuz erkeği değil ama keşke sen sadece sivilceli ve ergen olsaydın.
43- (sf. 415) "Atladığın birkaç kısmı hatırlatıp kapatacağım. Benimle takılıyorsan başka biri yok diye sana sürekli hatırlatamam. Sonra peşine yine biri takılırsa, kendinden sen sorumlu olacaksın diye bir hatırlatma daha. Kararını sen verirsin artık. Kendine dikkat et,"
44- (sf. 429) "O çocukla görüşmüyorsun. Bugün yaptığın çocukluktan haberim var. Adın benimle geçiyorsa, kendine çekidüzen ver. Bunları sana ben mi söylemek zorundayım?"
45- Meriç yaklaşık beş kez Kayla'nın evine geldi. Pencereden girip çıkarken kimse ses duymuyor mu? Kayla'nın babası hiçbir gece onu kontrol etmiyor mu? Kayla'nın odasının üstün bir ses yalıtımı var da içerideki hiçbir ses dışarıya gitmiyor mu?
46- (sf. 484) Lanet olsun! Ondan nefret etmem gerekirken edemiyordum.
Bence de lanet olsun....
47- (sf. 498) Evet, bana oldukça kötü davranıyor, umursamıyor, canımı acıtıyor ve gidiyordu ama ona karşı hala aynı şeyleri hissedebiliyordum. Katıksız saf ya da katıksız aşıktım.
Şey, kaba olmak istemem ama belki de katıksız salaksındır?
48- Öte yandan ne kükremesi, ne de öfkeli olması beni korkutmuyordu.
"ne, ne" kalıbı kullanırken cümlenin yüklemi olumlu olur çünkü 'ne' cümleye olumsuzluk anlamı katar. Yüklem olumsuz olursa cümlede anlatım bozukluğu meydana gelir.
49- Kötü Çocuk'un kızı ya da Meriç'in kızı ama illaki onun baş belası...
O kadar haklısın ki diyecek başka bir şey bulamıyorum resmen. Ağzına sağlık.
YanıtlaSilYA ÇOK GÜZEL!?
YanıtlaSilSonuna kadar haklısın. Kimseye anlatamadığım bi kötülüğü var kitabın. Bi de 2 milyon küsur fanı��
YanıtlaSilO kadar iyi anlatmışsın ki içimden geçenleri. Cidden hiçbir ekleme yapmadan, sadece içindeki alıntılarla bile ne olduğu belli oluyor.
YanıtlaSilHayatımda gördüğüm en haklı yorum. Tebrik ederim 👏👏
YanıtlaSilYa gerçekten bu kadar emek verip bunu açıklaman çok harika bir şey ! Uzun zamandır bir kitabı bu kadar net yorumlayan bir kitabı okumamıştım. Artık Kötü Çocuk kitabını neden sevmediğimi herkese anlatmak yerine link atacağım. Çok güzel olmuş. Farklı kitaplar için de bekleriz ��
YanıtlaSilEmeğine sağlık, keşke herkes görse ve anlasa. 👏
YanıtlaSilMükemmel yazmışsın eline sağlık *-*
YanıtlaSilŞuana kadar gördüğüm Kötü Çocuk'la ilgili en harika yazı.Hislerime tercüman olmussun.Emeğine sağlık✨💓
YanıtlaSilHerkesin okuması gereken bir eleştiri kesinlikle. Böyle bir kitabın bir de filme çekilmesi... Acı verici.
YanıtlaSilAyakta alkışlıyorum!
YanıtlaSilÇok güzel anlatmışsın. Emeğine sağlık.
YanıtlaSilResmen aradığım açıklama!Bütün bunlara rağmen bir de eleştirilere karşı çıkanlara artık sadece linki göndereceğim
YanıtlaSilhayatımda ilk defa gördüğüm en mantıklı ve en güzel yorumlardan biriydi. beni aydınlattığın için çok sağol ��
YanıtlaSilEmeğinr sağlık, kimsenin dillendiremediklerini hatta belki dillendirmeye cesaret edemediklerini anlatmışsın... Ephesus'un gözüne sokmak lazım bu yazıyı.
YanıtlaSilEfsane yazmışsin emeğine sağlık.
YanıtlaSilYorumların o kadar isabetli ki okurken ağlanacak halimize guldum resmen. Bir zamanlar Türkiye de kitap okuma oranı çok düşük diye üzülürdüm. Şimdi o günleri ozlemeye başladım.. Ve 14 yaşında birinden böyle bir yorum okuduğum için de çok mutluyum. Geleceğe dair umudumu kaybetmememi sağlıyor.. Ellerine sağlık canım.
YanıtlaSilNe diyebilirim ki, seni tanımak isterim kzımm
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilallahım sonunda sen birtanesin
YanıtlaSilYa sen nasıl bir insansın ya! Bir kere hicbir şeye saygi duymuyorsan emeğe saygi duy, emeğe! 1.si 1. Kitap basıldığında Büşra Abla'yla röportaj yapıldı. Ve röportajında " Ben okurlarımın, hikayemdeki gibi birisi olmalarını istemiyorum. Evet hikayede kadınlar asagilaniyor. Bu da tam olarak kadınların anlamak için bir fırsat aslında! Başlarda asıl amacım Okurlarıma böyle insanların da olduğunu göstermekti. Ama daha sonra insanlar, Meriç'in zalim ve kadınlara hükmeden tarafını daha çok sevdi. Ben hala sözümün arkasındayım. Karakterlerim ve okuyucularım birbirleriyle bağdaşsın istemiyorum. Ama bu, benim Kötü Çocuklarımın kararı." Diye bir açıklama yaptı. 2. Si Meriç'in Kayla'ya bu sekilde emir verir gibi davranmasının sebebi Meric'in etrafına fazlasıyla kötü insanların olması. 3. Kitabın sonunda gördük. Kayla kendini aşşağılatmadı, az daha ölüyordu. Gelelim imla kurallarina. Her kitapta buluyorum ben bu hataları. Abartma! Saçmalama ve kusur aramaya çalışma! Çünkü bulamazsın. Şimdi sen bu yorumu da silersin. Ustekileden birini silmissin. Bunu da silersin eminim. Biraz saygılı ol saygılı! Emeğe, yazara,okurlara... ayrıca sürekli IQ seviyesinden filan bahsetmissin. Sen kendini bence yazarla bir tutma. IQ seviyesi, kutsal bir seviyedir. 1. Sınıf çocuklarının öğrendiği rakamlardan ibaret olan IQ'nu biraz kullan bebeğim, KULLAN!
YanıtlaSilÖncelikle merhaba. Yukarıdaki yorumu ben silmedim, yorumu yazan kişi tarafından silinmiş. İkincisi, ben bir okur olarak 'Büşra ablanın' röportajlarını takip etmek zorunda değilim, benim yükümlülüğüm bu kitabı okumak. Meriç kötü çünkü çevresi öyle demişsin, bu bir savunma mı? Çevresi kötü olan her insan kötü olsa dünya şu halinden bile kötü bir yere gelmiş olurdu. Meriç'in yaşadığının on katını yaşayıp hala 'normal', 'iyi' olabilen arkadaşlarım var benim. Kayla'nın kitabın son beş sayfası kendini aşağılatmaması beni ilgilendirmiyor, ondan önceki 505 sayfada yeterince yaptı bunu zaten. İmla kuralları her kitapta bulunuyor, evet, ben de bunu gördüğüm her kitaba da aynı eleştiriyi yapıyorum zaten. Ben kendimi yazarla bir tutmuyorum, tanımadığım bir insana karşı bir tutumum yok. Böyle güzel bir üslupla yazılan yoruma da cevap vermek için daha fazla uğraşmayı gereksiz buluyorum. Zaman ayırıp yazdığın için teşekkürler, iyi günler.
SilNot: IQ seviyesi bir, iki veya üç basamaklı olabilir ve şansa bak ki ben üç basamaklı sayıları birinci sınıfta öğrenmiştim.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMÜKEMMEL. Tek kelime ile mükemmel.
YanıtlaSilmükemmel olmuş. ama bu kitap bu kadar emeğe değmez
YanıtlaSil